İçeriğe geç

Kanara gibi olmak ne demek ?

Kanara Gibi Olmak Ne Demek? Duyguların ve Stratejilerin Kesiştiği Bir Yolculuk

Bazı kelimeler vardır, sözlüklerdeki tanımlarına sığmaz. Onlar, yaşanmışlıklarla anlam kazanır, hikâyelerle derinleşir. “Kanara gibi olmak” da işte onlardan biri. Bugün size, bu sözün içini dolduran bir hikâye anlatmak istiyorum… Belki kendinizden bir parça bulacak, belki de bir başkasının gözlerinden yeniden bakacaksınız hayata.

Bir Sabah, İki Yol, İki İnsan

Gülnaz, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gözlerini açtığında, içinde tuhaf bir huzursuzluk vardı. Belki de hayatının en önemli kararını vereceği gündü. Bir yanıyla alıştığı düzenin sıcaklığına sarılmak istiyor, diğer yanıyla içten içe değişimin çağrısına kulak veriyordu.

Kapının hemen dışında ise Mehmet vardı. Gözlerinde kararlılık, yüzünde yılların getirdiği bir stratejinin izleri… O, hayatı planlarla yürüyen, sorunlara çözüm arayan, “nasıl” sorusunu sorarak ilerleyen bir adamdı. Gülnaz ise “neden”lerle yaşayan, duyguların izini süren, empatisiyle dünyayı sarıp sarmalayan bir kadındı.

Kanara Gibi Olmak: Dirençle Duyguyu Buluşturmak

O gün, uzun süredir hayalini kurdukları küçük sahil kasabasına taşınma planlarını konuşacaklardı. Mehmet için bu, bir fırsattı. Yeni bir iş, daha iyi bir hayat, daha mantıklı bir gelecek… Gülnaz içinse sevdiklerinden uzaklaşmak, anılarını geride bırakmak ve belirsizliğe doğru adım atmaktı.

Mehmet, çizelgelerle konuştu: “Yeni evin maliyeti bu kadar, buradan taşınmamız bize uzun vadede şu kadar kazandırır. Burası büyüme potansiyeli yüksek bir yer.”

Gülnaz ise kalbinin diliyle: “Peki annemin kokusu sinmiş bu evi ardımızda bırakmak kolay mı? Sokak köşesindeki çaycı Hasan Amca’nın sabah selamını artık duyamayacağım. Bu sadece bir taşınma değil, bir veda.”

İşte tam o anda, “kanara gibi olmak” ne demekti, anlam kazanmaya başladı. Kanara, doğada hem direnci hem de zarafeti temsil eden bir kaya türüydü. Sertti, kolay kolay yıpranmazdı. Ama aynı zamanda suyun şekillendirdiği bir güzelliği vardı. Mehmet’in stratejik yaklaşımıyla Gülnaz’ın duygusal dünyası birleştiğinde, işte o zaman gerçek güç ortaya çıkıyordu.

Farklılıkların Dansı

O gün tartışmadılar. Birbirlerini dinlediler. Mehmet, Gülnaz’ın gözlerinde gördüğü duyguyu anlamaya çalıştı; Gülnaz ise Mehmet’in hesaplarının ardındaki sevgiyi. Anlamaya çalıştıkça büyüdüler. Ve sonunda, kararlarını birlikte verdiler. Ne Mehmet’in çizdiği yoldan tam saptılar ne de Gülnaz’ın kalbini susturdular. Ortada, iki dünyayı birleştiren bir köprü kurdular.

İşte o köprüye “kanara” denirdi. Dirençliydi çünkü kolay kolay yıkılmazdı. Ama aynı zamanda yumuşaktı, çünkü suyun akışına izin verirdi. Kanara gibi olmak, aklın ve kalbin aynı yolda yürüyebilmesiydi.

Hayatın Her Alanında Kanara Olmak

İlişkilerde, dostluklarda, iş hayatında… Hepimizin içinde bir Mehmet ve bir Gülnaz vardır. Biri aklı, diğeri duyguyu temsil eder. Eğer sadece aklı dinlersek hayat bir hesap makinesine döner; sadece duyguyla yürürsek ise yönümüzü kaybederiz. Ama bu ikisini harmanlayabilirsek, gerçek anlamda güçlü oluruz.

Kanara gibi olmak, sert görünse de kırılmamak, duygularla şekillense de köklerinden kopmamaktır. Bu, hayatın zor zamanlarında ayakta kalmak kadar, sevdiklerimizin ellerini bırakmamayı da içerir. Bazen çözüm üretmek, bazen sadece sarılmaktır. Bazen “haklısın” demek, bazen de “anlıyorum” diyebilmektir.

Son Söz

Belki de “kanara gibi olmak” bir tanım değil, bir yolculuktur. Hepimizin içinde o sert kayanın direnciyle suyun yumuşaklığı vardır. Onları birleştirebildiğimizde, hem kendimizi hem de sevdiklerimizi en gerçek haliyle yaşarız. Ve o zaman, hayat bizi ne kadar zorlasın, ne kadar şekillendirmeye çalışsın, biz hep ayakta kalırız… Tıpkı kanara gibi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
prop money